Perast, Kotor’a 15 dakika mesafede yer alan Ortaçağ görünümlü bir balıkçı kasabası. Aslında Kotor Rehberi içerisinde yazabileceğimiz kadar küçük bir yer, fakat o kadar güzel ki, kesinlikle ayrı bir başlık açılmayı hak ediyor diye düşündük. Adriyatik kıyılarında görebileceğiniz en mükemmel manzaralardan birine sahip olan bu minik kasaba, gezinizin favori durağı bile olabilir.
Burası aynı zamanda Kotor Körfezi içerisindeki en sessiz, en sakin yer olarak da anılıyor. Doğal olarak bu dinginliği size de geçiyor ve kendinizi bol manzaralı sahil şeridinde, dar sokaklardaki taş evlerin arasında birkaç saatlik bir huzurun içerisinde buluyorsunuz.
Genel Bilgiler
UNESCO Dünya mirası listesinde yer alan Perast, Adriyatik Denizinin doğu kıyısındaki, en iyi korunmuş Akdeniz kasabalarından birisi. Arkeologlara göre, Neolitik çağdan beri yerleşimin olduğu bölgede, İlirya, Roma ve Hristiyanlığın ilk dönemlerinden kalma anıtlar bulunmuş. Zaten şehrin de adını 3. yüzyılda bu bölgede yaşamış İlirya kabilesi olan Pirusti’den aldığı düşünülüyor.
1300’lü yıllarda, stratejik öneme sahip St. George Adası’nın Kotor’a bağlı olmasından dolayı Perast küçük bir balıkçı köyü olarak kalmış ve gelişememiş. Şehrin ekonomik, sosyal, kültürel açıdan altın çağını yaşaması ise Venedik döneminde olmuş.
16. yüzyılda bölgeyi gelecek tehlikelere karşı koruyacak bir duvar şeklinde St. Cross Kalesi inşa edilmiş. Bunun yanında şehrin asil ailelerinin hemen hepsi, evlerinin yanına yaptıkları kalelerden burayı savunmuşlar.
17 ve 18. yüzyıllarda ise bölgede Barok tarzı 20 saray, 17 Katolik ve 2 Ortodoks kilisesi inşa edilmiş ve Perast bugünkü görünümünü almış. Günümüzde bu saraylardan 16’sı korunmuş halde bulunuyor.
Ulaşım
Aracınız varsa, Kotor’dan 15 dakikalık bir yolculukla Perast’a kolaylıkla gelebilirsiniz.
Aracınız yoksa, Kotor Deniz Kapısı’nın biraz ilerisindeki duraktan yarım saatte bir geçen dolmuşlarla buraya ulaşmanız mümkün. (Deniz Kapısı’nın önündeki Tourist Info’dan durağın yerini net olarak öğrenebilirsiniz.)
Başka bir seçenek olarak, Kotor limandan hareket eden bot turlarıyla gelmeyi de tercih edebilirsiniz.
Ne Kadar Kalınır?
Çok detaylı değil de, hızlı bir tur düşünüyorsanız, Perast için 1-2 saat yeterli olacaktır. Fakat yarım gün ayırırsanız, hem detaylıca gezilecek tüm yerleri bitirir, dinlenme ve hatta isterseniz yüzme faslına bile geçebilirsiniz. Yüzmek için tercih edebileceğiniz bir kaç özel plaj mevcut. Bunlardan en sevileni ve en güzeli Perast’a yaklaşık 1 km mesafede yer alan Bajova Kula. Güzel bir plaj şart değil iskeleden suya atlasak yeter derseniz de Perast’ı boydan boya yürüdüğünüzde en uçta göreceğiniz iki işletme var. Biri Peskovita Plaza diğeri ise Pirate Bar. Buralar fazla kalabalık olduğundan ve yüzme keyfini tamamen Budva’nın güzel plajlarına bırakmak istediğimizden tercih etmedik biz. O nedenle mekanlar hakkında yorum yapamıyoruz
Nerede Kalınır?
Perast için yarım gün ayırmanız yeterli demiştik, ama olur da buranın güzel atmosferine doyamazsanız ve bir gece konaklamak isterseniz, oldukça güzel konaklama seçenekleri de mevcut.
($$$) Conte Hotel & Restaurant: Hem restoranı, hem de hoteliyle bölgedeki en popüler yerlerden biri. Dört yıldızlı olan hotel kahvaltı dahil konseptle hizmet veriyor. Oldukça romantik bir havası olduğundan, balayı turu yapan çiftler için de ideal bir alternatif olabilir.
($$$) Heritage Hotel Leon Coronato: Burası da yine 4 yıldızlı, oldukça şık konseptli ve kahvaltı dahil konaklama olanağı sunan bir diğer seçenek.
Ne Yemeli?
Sahil şeridinde çok sayıda işletme göreceksiniz. Hemen hepsi, Kotor’da olduğu gibi deniz mahsulleri, makarna ve pizzaların yaygın olduğu standart düzeydeki mekanlar. O nedenle fazal bir beklentiniz olmasın. Yine de mola verip dinlenmek, bir şeyler içip, atıştırmak için uygun yerler. Biz bunlardan Restoran Djardin’e geçip oturmuştuk. Fiyatlar oldukça normal. Bir orta boy pizza ve iki bira için 10 € ödemiştik. (Pizzanın boyutu, çok aç değilseniz iki kişiye rahatlıkla yetecek düzeyde.)
Daha özel bir yer ararsanız, kesinlikle yukarıda da bahsettiğimiz Conte Hotel & Restaurant’ı tercih etmelisiniz. Balık spesiyalleri oldukça seviliyor. Bunun yanında gayet geniş seçenekli bir menüsü var.
Gezilecek Yerler
1- Our Lady of the Rocks: Kayaların Leydisi tamamen yapay olarak insanların yaptığı bir ada olmasıyla ünlü ve üzerinde bir kilise ile müze bulunuyor.
Efsaneye göre, 15. yüzyılda iki balıkçı bugün adanın bulunduğu yerde Meryem Ana ve İsa’nın ikonasını buluyor ve Perast’a getiriyor. Devamında ise, seferden dönen her denizci için ikonanın bulunduğu yere bir kaya bırakılıyor ve bu kayalar bir adacık oluşturuyor. Yüz yıl kadar sonra, Perastlılar adayı tamamlayıp buraya kiliseyi inşa ediyorlar. Zaman içerisinde Kayaların Leydisi, bu körfezde sefere çıkan tüm denizcilerin koruyucusu haline geliyor. 500 yılı aşkın bir süreden beri, 22 Temmuz adanın yıl dönümü olarak Fasinada festivali ile kutlanıyor ve buraya kaya bırakma geleneği devam ettiriliyor.
Kilisenin müzesinde, adaya farklı dönemlerde bağışlanmış çok sayıda tarihi nesne bulunuyor. Milattan önce ikinci yüzyıldan kalma amforalardan tutun da, 18-19. yüzyıldan kalma silahlara ve hatta tarihi tekne/yelkenli resimlerine kadar bir çok şey görmek mümkün.
Bunların haricinde ise, 1828 yılından kalma bir goblen (bir çeşit kanaviçe işlemesi), efsanesini duyan bir çok turistin özellikle görmek için geldiği, müzedeki en özel obje olarak dikkat çekiyor. Hikayeye göre bu goblen, 25 yıl boyunca denizci olan sevdiğinin dönmesini bekleyen Jacinta Kunić adlı bir kadın tarafından işlenmiş. Kunić, bunu işlerken ipek, altın ve gümüş iplikler kullanmış. Bunlar bittiğinde ise, inanılmaz bir şekilde kendi saçlarıyla işlemeye devam etmiş. Eseri bitirdiğinde Kunić’in görme yetisini kaybettiği söyleniyor.
Kiliseye giriş ücretsiz. Müzeye giriş 2€. Adaya, limandan hareket eden teknelerle 5€ karşılığında ulaşabiliyorsunuz. (Daha küçük botlarla 3€’ya da götürenleri bulabilirsiniz.) (Bir de adaya mümkün olduğunca kapalı kıyafetlerle veya yanınızda üzerinizi örtecek bir şeylerle gitmeniz gerekiyor. Adada kilise bulunduğu için bu konuda oldukça katılar.)
2- Saint George (Sveti Djordje) Adası: Öncelikle şunu söylemeliyiz ki ada son 50 yıldır Subotica Psikoposluğu tarafından kiralanmış durumda ve ziyarete kapalı. (Bizden duymuş olmayın ama bazen buranın yerlileri, turistlerin ricasını kırmayıp onları adaya kadargötürebiliyorlarmış. Siz yine de ısrarcı olmayınız:) Bunun dışında, kıyıdan veya tekne turları ile yakınından geçerken de burayı görebiliyorsunuz. Adanın üzerinde St. Djordje Manastırı ve bir de Perastın ünlü isimlerinin gömüldüğü bir mezarlık bulunuyor. Bu yüzden halk arasında burası Ölüler Adası olarak da anılıyor.
Bu adanın da bir efsanesi var ki, tam Romeo ve Juliet tadında. Efsane, Napoleon’un Kotor körfezini işgal ettiği zamanlara, yani 200 yıl kadar öncesine dayanıyor. Napoleon’un ordusunda Ante Slovic adında bir asker, burada bulunduğu süreçte Katica isimli Perastlı bir kıza aşık oluyor. Savaş bittiğinde evlenmeye karar veriyorlar fakat Ante bir gün St George adasını bombalama emri alıyor. İlk ve son topu ateşleyen Ante, olayın ardından sevgilisini görmek için Perast’a gidiyor fakat Katica’yı ölü buluyor. Sevgilisinin ölümüne sebep olan Ante, ordudan ayrılıyor ve ömrünün geri kalanını St. George adasına gömülen Katica’nın mezarıyla ilgilenerek geçiriyor. Köylüler Ante’ye Fra Frane adı veriyor ve öldükten sonra da onu Katica’nın mezarının yanına gömüyorlar. Günümüzde St George adasında iki mezarın da yan yana bulunduğu ve mezarlarının başında birer selvi ağacı çıktığı söyleniyor.
3- Perast Müzesi: Bir zamanlar bölgenin soylularından, Bujović ailesine ait olan Bujović Sarayı, günümüzde Perast Müzesi olarak hizmet veriyor. Perast girişinde ve deniz kıyısında yer alan barok mimarili bu güzel binanın iki katı ve bir balkonu bulunuyor. Müzede 18 ve 19. yüzyıldan kalma zengin bir denizcilik kitap koleksiyonu, halk kostümleri, mobilyalar, mektuplar, gemi modelleri, kılıçlar gibi çok sayıda dönem eşyaları yer alıyor. Objelerin çoğu, Perast’ın soylu ailelerin torunları tarafından müzeye bağışlanmış. Perast’ın tarihi, denizcilik, ekonomik ve kültürel açıdan gelişimi hakkında detaylı bilgi veren müzenin giriş ücreti 4 €.
4- Zmajević Sarayı (Zmajević Palace) : Zmajević Sarayı, bir zamanlar Andrija ve Vicko Zmajevic isimli iki psikoposa konut olarak tahsis edildiği için Psikoposluk Sarayı olarak da anılıyor. Barok tarzda inşa edilen saray birkaç aşamada yapılmış ve son haline 1664’te kavuşmuş.
5- Smekja Sarayı (Smekja Palace) 17. yüzyılda inşa edilmiş Smejka Sarayı, Perast’ın en zengin ve soylu ailelerinden olan ve üyeleri profesörler, amirler ve kaptanlardan oluşan Smejka ailesine aitmiş. Parlak beyaz taşlarla yapılmış ve zarar görmeden günümüze kadar ulaşmış bina şuanda 5 yıldızlı otel ve restoran olarak hizmet veriyor.
6-St.Nikola Kilisesi: Perast’ın simge yapılarından biri olan St Nikola Kilisesi, 55 metre yüksekliğinde ve Adriyatik kıyısının en yüksek ikinci çan kulesi olma özelliğine sahip. 17. yüzyılda inşa edilen kulenin üzerindeki saat, 1979 yılındaki depremden etkilendiğinden beri saat 4’te takılı kalmış şekilde duruyormuş. Kiliseye giriş ücretsiz, çan kulesine çıkıp manzaraya bakmak/fotoğraflamak isterseniz 1,5 €.
7- Visković Sarayı (Palača Visković)
Viskovic Sarayı; kule, bahçeli bir sundurma, saray ve sarayın yeni bir parçası olmak üzere dört bölümden oluşuyor. En eski kısmı ise, 1500’lü yıllarda yapılmış kulesi. Kule, aynı zamanda kasabanın savunma sisteminin bir parçasıymış.